Kısırlaştırılmış Kedilerde Kızgınlık | Sebepleri Ve Tedavisi
Dişi kediler ergenliğe ulaştıklarında ilk kızgınlık döngüsünden geçerler. Ergenlik dönemi ortalama 4 aylıkken başlasa da kediler genellikle 6-10 aylıkken çiftleşmeye ve hamile kalmaya uygun hale gelirler. Kızgınlığa (östrus) girmiş bir kedi, sahibi için oldukça can sıkıcı olabilir. Kısırlaştırılmış kedilerde kızgınlık işaretlerinin olması beklenmez. Yazımızda kedilerde kızgınlık belirtilerini, kısırlaştırılmış bir kedide kızgınlık belirtilerinin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ele alacağız.
İçindekiler
Kediler kızgınlık dönemine girdikleri zaman artık erkek kedilerle çiftleşip yavru kedi sahibi olacak olgunluğa erişirler. Bu durumda kedilerde bazı hamilelik belirtileri gözlenir ve ortalama 60-72 günlük bir hamilelik sürecinin ardından doğum gerçekleşir.
Kedilerde çoğunlukla davranışsal kızgınlık belirtileri gözlenir ve sahibi bu davranış farklılıklarını kolay bir şekilde fark eder. Özellikle kedinin çiftleşmeye müsait olduğu östrus döneminde bu belirtiler yaygın olur. Kısırlaştırılmış bir kedinin kızgınlığa girip girmediğini anlamak için bu belirtilere hakim olmak çok önemlidir:
Kısırlaştırılmış kedilerde normal şartlarda kızgınlık işaretleri görülmez. Eğer kediniz kısırlaştırıldığı halde bu belirtileri gösteriyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir.
Bir kedi kısırlaştırıldığında ve sahibi buna rağmen kızgınlık belirtileri gözlemlediğinde ilk akla gelen ameliyat sırasında geride kalıntılar kaldığıdır. Kısırlaştırma işlemleri iki şekilde yapılmaktadır. Ovariektomi işleminde sadece yumurtalıklar alınmaktadır. Ovariohisterektomi işleminde ise yumurtalıklar ile beraber rahim de alınmaktadır. Bu işlemler sırasında ovaryumun tamamının ya da bir kısmının bilerek veya yanlışlıkla içeride bırakılmasıyla kalıntı yumurtalık sendromu oluşur. İçeride kalan yumurtalık kısmı hormon üretimine devam eder. Hormon üretimine bağlı olarak kediniz kızgınlık belirtileri göstermeye başlar. Rahim içeride bırakılmış ise teorik olarak gebe kalınması mümkündür. Ancak rahim alınmışsa hormon üretimi olsa dahi gebelik gerçekleşemez çünkü yavrunun gelişeceği organ olan rahim bulunmamaktadır. Tabi, durum kimi zaman böyle olmaz. Bazı dişi kedilerde ana yumurtalığın dışında bir de yedek yumurtalık dokusu vardır. Bu doku, ana yumurtalıklar çıkarıldıktan sonra aktif olur. Ameliyat sırasında gözle görülemediği için fark edilmez ve yumurtalık bağları ile zamanla büyür.
Yumurtalık dokusu, karna dokunursa, hücrelere bağlanabilir ve damarlanabilir. Bu durumda yeni ve eskisinden daha küçük bir yumurtalık oluşabilir. Yeni yumurtalığın oluşması aylar hatta yıllar aldığı için kısırlaştırma ameliyatından çok zaman sonra yeni yumurtalığın oluşumu nedeniyle kedilerde kızgınlık belirtileri görülebilir.
Bir kedi kısırlaştırıldıktan sonra, karnın içinde ovaryumlarla birlikte ovaryumların bağlandığı küçük bir rahim dokusu kalabilir. Bu dokuların ürettiği hormonlar bulunmaktadır ve bu dokuların varlığı bu hormonların salınmaya devam etmesi anlamına gelmektedir. Hormon salınımının miktarı değişkendir. Kimi bireyde herhangi bir değişikliğe sebep olmaya yetecek kadar salınım olmazken, kimi bireylerde stump pyometra (rahim iltihabı) gibi hastalıklara sebep olacak kadar salınım gerçekleşebilir. Düzgün bir kısırlaştırma sürecinde hem yumurtalıklar hem de rahim alınır. Bunlardan biri tam yapılmadığında ilerleyen zamanlarda kızgınlık belirtileri görülmesi muhtemeldir. Östrojen ve progesteron salınımınları sonucunda bir östrus siklusu yaşanıyormuş gibi dokularda gelişmeler oluşur. Bu gelişmeler organları enfeksiyonlara açık hale getirir. Bunun sonucunda gelişem piyometra çeşitli klinik belirtilere sebep olur. Vajinal akıntı, kabızlık ve idrara çıkmada problemler görülebilir.
Stump pyometradan şüphelenildiğinde, gerekli müdahalenin yapılması için bir veteriner hekime başvurmak gerekebilir. Veteriner hekiminiz kedinizi muayene ettikten sonra kediniz için uygun tedavi planını hazırlayacak ve gerekli gördüğü taktirde ameliyatla geride kalan rahim ve yumurtalık parçalarını alacaktır. Ancak alıntı ovaryumları karın içinde bulmak ve enfektif rahmi karın boşluğundan uzaklaştırmak rutin bir kısırlaştırma işleminden çok daha zordur ve komplikasyonları daha fazladır. Bu yüzden erken müdahalenin tüm hastalıklarda olduğu stump pyometrada da önemi büyüktür.
Böbreküstü tümörleri hormon üretimine sebep olduklarından kısırlaştırılmış kedilerde kızgınlık belirtilerine neden olabilir. Bu tümörlerin çıkarılması zordur. Cerrahi operasyon yapılırken yumurtalık kalıntısı ile arasında ayrım yapılmalıdır. Kedinizde yumurtalık kalıntısı olduğunda kediniz kızgınlık döngüsüne girer ancak böbreküstü tümörlerinde bir döngü söz konusu değildir ve sadece bazı kızgınlık belirtileri gözlemlenir.
İnsanların kullandığı östrojen içeren çeşitli kremler insanların ellerinde ya da kollarında kalabilmektedir. Kediler de insanların ellerini ve kollarını yaladıkları zaman östrojen hormonları kedileri harekete geçirebilir. Kremlere maruz kalan kedilerde ise kızgınlık belirtileri görülebilir ancak kedinin bir kızgınlık döngüsüne girmesi beklenen bir durum değildir.
Hormonlar kısırlaştırılmış dişi kedi için riskli sonuçlar doğurabilir. Dişilik hormonlarına uzun süre maruz kalan kedilerde meme kanseri olma ihtimali artmaktadır. Küçük bir rahim parçasının bile karında kalması ileride enfeksiyon rahatsızlıklarına neden olabilir. Kedinin beklenmeyen bu kızgınlık belirtileri onun davranışsal anlamda da sorun çıkarmasına ya da eskiye göre daha huzursuz ve gergin olmasına da neden olabilir.
Östrojen içeren çeşitli kremler kullanıyorsanız bunları vücudunuza uygularken eldiven kullanarak ellerinize ve kollarınıza bulaşmasını önleyebilirsiniz. Böylelikle hormonun zararlı etkisi, sizi yalayan kedinize bulaşmamış olacaktır. Bu tarz ilaçları kedinizi ulaşamayacağı yerlerde saklamanız da oldukça önemlidir.
Kısırlaştırılmış bir kedi hala kızgınlık belirtileri gösteriyorsa mutlaka veteriner hekiminizle iletişime geçin. Eğer kısırlaştırma operasyonu esnasında uterus ve yumurtalık parçası kaldıysa onların temizlenmesi ile sorun ortadan kalkacaktır. Eğer başka tıbbi bir problem varsa veteriner hekim kontrolünde uygulayacağınız tedavi yöntemiyle problemi çözersiniz.
Veteriner hekiminizin düzenli olarak kedinizin sağlık durumunu kontrol ve takip etmesi çok önemlidir. Bu sayede olası sorunlar önceden tespit edilir ve hastalık büyümeden tedavisine başlanabilir.